Aklın Yok Sayılması: Tembellik

Mortimer J. Adler Ph.D

 

Aklın kullanılmamasının veya yanlış kullanılmasının - ki bunları ifade eden en uygun kelime tembelliktir - ele alınmasını teklif ediyorum. Bu ingilizce kelime Büyük Gregory tarafından ortaya koyulan ölümcül günahlar Hristiayn kataloğundaki Latince bir terimden çeviridir. Bu kelime aynı zamanda neredeyse hareketsiz olan ve tüm zamanını ağaçtan sarkarak geçiren bir memeliye verilen isimdir. Bu ikinci tanım nedeniyle tembellik günlük konuşma diline aşırı bir fiziksel aktivite eksikliği olarak girdi. Bu terimi hem günlük konuşma dilinden hem de teolojik söylevlerden ödünç alarak onu aklın tümden yok sayılmasını veya aklın yetersiz kullanımını anlatmak üzere seçtim.

 

Ölümcül günahlar kataloğunda tembellik ruhsal uyuşukluk veya yavaşlık anlamına gelir. Derin uyku yan anlamlarıyla "uyuşukluk" ve "yavaşlık", "tembellik" kelimesini kullanırken kastettiğim anlamla uyuşmayabilirler. Ama davranışlarımızın fiziksel değil ruhsal boyutunun vurgulanmasıyla aklımdaki anlam açığa çıkmaktadır. Kişinin fiziksel değil aklî tembelliği için bu kelimeyi kullanıyorum.

 

Takip eden bölümde aklî erdemin betimlendiği yetkin örneğe çabalamaya yeteneği ve isteği olan herkes bir dereceye kadar yakınlaştırılabilir. Bazı kişiler minimal veya kusurlu aklî armağanları nedeniyle gerekli yeteneğe sahip olmayabilirler. Ama çabalamak için yeterli yeteneğe sahip olan çok daha fazlası bunu yapmamaktadırlar. İşte bu kişileri akıllarını uygun bir biçimde kullanmamakla suçlu buluyorum.

 

Tembellik ahlakî bir kusurdur fakat başkalarına kötü davranmakla sonuçlanan adaletsizliğin aksine tembellik kişinin özel hayatıyla ilişkili kötü davranışlara neden olur. Bu anlamda daha çok duyusal zevklerden kaçınma demek olan özdenetim eksikliğine veya ahlâki olarak iyi bir hayat yaşayabilmek uğruna çekilen acılara göğüs germeye alışkanlık halini almış bir isteksizlik duymaya karşılık gelen dayanıksızlığa benzemektedir.

 

Kişi ahlâki açıdan iyi bir yaşam sürmek için aklını iyi kullanmalıdır. Başka bir deyişle kişi akılcı bir hayat sürmelidir. Fakat çoğumuz akılcı yaşamlar sürmemekteyiz. Çoğumuz akılcılık karşıtlarıyız. Çoğu kimseler akıllarını algı, hafıza ve hayal gücü işlerinde kullanılan duyulara ilişkin güçlerle beraber kullanılması kaçınılmaz olan durumların ötesinde kullanmamaktadırlar.

 

Bu durumların ötesine geçilmesi algılanan, hatırlanan ve hayal kurulan şeylere kavramsal olarak ışık tutar. Bunu gerçekleştirseler de akıllarını herhangi bir gizli veya pratik nedene dayanmaksızın kendi iyilikleri için olan daha fazla bilgi ve anlayış amacı için kullanmazlar. Başka herhangi bir neden için olmaksızın sadece ona duyulan sevgi adına gerçeğin peşine düşmezler. Düşünmenin verdiği katıksız zevki çok değer verdikleri ve aradıkları mutluluklar arasında saymamaktadırlar.

Ak ılcı yaşamlar sürmeyenler, akla dayalı güçlerini dünyanın önünde gitmek adına para kazanmak amacı için çalışma hayatında kullanmaktadırlar. E ğer akıllarını bu amaç için kullanmaya zorlanmış olmasalardı, bu şekilde davranmaya eğilim göstermezlerdi. Ekonomik yar ıştan başlarını kaldırdıkları zamanlarda, aşırı çabanın getirdiği yorgunluktan dinlenme veya az bulabildikleri zamanı öldürme amacıyla çeşitli oyun ve eğlence yoluna giderler. Serbest zamanlar ını, dinlenme ve eğlencenin zevkleri yerine boş zamanın çaba gerektiren nimetleri için kullanmak neredeyse asla ya da çok nadiren akıllarına gelir.

Oyundan al ınan zevk, kişinin eğimli olduğu herhangi bir spor dalı ya da oyunda gösterdiği büyük yetenekle yoğunlaşır. Kişi, akl ını bu yeteneği kazanmak için kullanmak zorundadır. Fakat akl ın bu amaca yönelik kullanımı, ekonomik veya hatta siyasi amaçlı kullanımı ile beraber düşünüldüğünde yetersiz kalacaktır. Yine bu durum, a k ılcı faaliyetlerden tamamen uzak olmamakla birlikte, sahip olduğumuz akılcı güçlerin kesinlikle yetersiz bir çalışması olacaktır.

Tam tersine, benim boş zaman ın çaba gerektiren nimetleri dediğim şeyler, aklın (1) üretken olarak kullanışlı ve eğlenceli şeyler yapmakta kulanıldığı, (2) ahlaki olarak iyi bir yaşam sürmek adına yapılabilecek şeyler hakkında pratik yargılamalar yapmakta kullanıldığı ve (3) kuramsal olarak gerçeğin peşinde ve bilgi,anlayış ve bilgelik kazanmak adına öğrenmek için kullanıldığı her çeşit akılsal faaliyet biçimidir. Akl ın bu üç kullanımı,eğer alışkanlık haline gelirse, Aristo’nun eski Yunan eserlerinde sanat ve ihtiyat, hikmet, bilgi ve bilgelik olarak tanımladığı erdemler insanda oluşur. Bunu yapabilecek yeterli kapasitede insanlar için, tembellik, ya kişinin aklını yetersiz kullanma konusunda edindiği isteksizlik alışkanlığı ya da kişinin boş zamanlarında akılcı faaliyetlerden tamamen kaçınması sonucu ortaya çıkan bir durumdur.

Akılcılık karşıtlığı, tembelliğin en aşırı ve ahlâki bakımdan en üzücü biçimine yol açar. Bu ak ılcılık karşıtlığı, hayattaki en büyük hedefleri zevk, para, şöhret veya güçlerini artırmak olan ve hayatlarını entellektüel çabalara harcayan insanlara karşı küçümseme duyan kişilerde görülmektedir. Bu kişiler neredeyse ak ılcı olmayan hedeflere fanatik derecede bağlı olmaktan onları alıkoyabilecek akıl bile sahip olmamış olmayı dilerler. It is almost as if they wished they did not have the burden of having intellects that might distract them from their fanatical devotion to nonintellectual aims. Dünyadaki tek entellektüel hayvan olmak, insano ğlunun görkemidir. Bu, insanlara ak ılcı yaşamlar sürmeleri için ahlaki bir zorunluluk yüklemektedir. Tembel insanlar, bu görkeme karş ı kör ve bu zorunluluğa karşı duyarsızdırlar.

Çeviri: L.K.

Kaynak: The Neglect of the Intellect: Sloth